
TUS’a hazırlanırken sağlığınızdan olmayın!

Hepinizin bildiği gibi TUS’a hazırlık uzun soluklu ve yıpratıcı bir süreçtir. Üzülerek söylemem gerekir ki bu süreç hem beden hem de mental olarak bizleri limitlerimize kadar zorlayabilmektedir. Bu bağlamda TUS “katil” bir sınav olarak bile anılmaktadır https://www.internethaber.com/fazla-ders-calismaktan-oldu-180065h.htm . Buradan hareketle TUSçuları bekleyen 5 sağlık sorununa işaret etmek istiyorum:
- Obezite: Hareketsizlik, ölçüsüz ve düzensiz yeme rejimi obezite ile sonuçlanır ki bunu hekimler olarak gayet iyi biliyoruz. Fark etmediğimiz ise kadın-erkek tüm adayların TUS’a hazırlık sürecinde ister istemez kilo aldığı… Yani aralıksız masa başında oturmak veya hafta sonu dershane oturaklarında bulunmak takdir edersiniz ki sağlığa faydalı bir şey olamaz! Yapılması gereken günlük fiziksel aktivitelerin çalışma aralıklarına yedirilmesidir. Yani 6-8 saatlik çalışma periyodunun her 25 dakikasına karşılık 5 dakikalık bir yürüyüş eklemek hem fiziksel olarak kalori harcamanıza hem de mental olarak yenilenerek derse dönmenize imkan sağlayacaktır. Kütüphane vb. gibi yerlerde çalışan ve sürekli mekana girip çıkamayan arkadaşlarımıza bulundukları yerde ayağa kalkarak zıplamalarını –bazen “delirdi mi acaba” diye bakarlar ama olsun J – veya oda içinde kısa turlar atmalarını tavsiye edebilirim – aman ayakkabılara dikkat insanlarla kavga etmeyin 😉 –
- Anksiyete bozukluğu: TUS’a hazırlığın doğası gereği her zaman vakit darlığına ve bilgi yığınlarına karşı verilen bir mücadele olur. Bu durum pek çok kişide korku ve endişeyi bazen olduğundan daha büyük bir şekilde tetiklemektedir. Oysa sizler bu seviyelere gelebilmek için kaç deveyi kaç hendekten atlattınız kim bilir? Böyle daraldığınız ve işlerin yetişmeyeceğini sezdiğiniz durumlarda yapılması gereken iyi bir planlamadır. İşleri yoluna koymak için her zaman danışabileceğiniz bizim gibi hocalarınız etrafınızda olacak. Kendinizi yalnız ve başarısız hissetmeniz için hiçbir sebep yok. Mental olarak çöktüğümüzü anlamaya başladığınızda sakin olmalı ve yardım almalısınız. Merak etmeyin! Her şey öyle veya böyle bitecek ve sizler yeniden feraha kavuşacaksınız…
- Bel fıtıkları: TUS’a hazırlanırken hipokampüsten – yeni bilgilerin yazım yeri- sonra en büyük eziyeti omurga çekiyor desek yanılmış olmayız. Gerçekten de hem postür hem de obezite kaynaklı olarak tüm omurgamız -özellikle de lumbal bölge- oldukça büyük baskı altında kalmaktadır. Bu hususu öngörerek fıtıklaşma olmadan önce önlem almak şarttır. Dolayısıyla bel destekli oturma düzenleri, doğru postür ve D-vitamininin optimum şartlarda tutulması işe yarayabilecek önerilerdir. Yine eğer evde çalışma imkanınız olduğunda verdiğiniz molalarda omurgayı ve beli destekleyen hareketleri yapmak oldukça akıllıca olacaktır – tabi dershane köşelerinde bunu yapmak mümkün değil L – .
- “Text neck” sendromu: Yine bir omurga bozukluğu ancak bu sefer hedef boyun bölgesi. Masada bir şeyler okurken boynumuzu sürekli olarak fleksiyonda tutmak TUS’a hazırlanan bir bireyin ana postürü olmaktadır. Buna ek olarak da bel bölgesindeki abdominal obeziteye bir cevap olarak torakal omurların arkaya doğru yer değiştirmeleri boyundaki bu bükümlü görüntüyü arttırmaktadır. Özellikle boyun arkasındaki kasların sürekli olarak gevşek kalması yavaşça atrofiye gitmeleri bu durumu daha da ilerletmektedir. Sadece kötü görüntüye değil şiddetli boyun ağrıları gibi sorunlara da kapı aralanmaktadır. Tüm bunları önlemede en önemli silahımız omurga dostu özellikle de boyun ve bel destekli postürlerde çalışmaktır. Yine molalarınızda bu önde kalan boyun için özel olarak geliştirilmiş hareketleri de gündeminize alabilirsiniz.
- Pilonidal sinüs (kıl dönmesi): Gluteal kaslar TUS’a hazırlanan bir bireyde en fazla baskı altındaki kas grubudur. Aksi gibi anal fissür, apse veya pilonidal sinüs vakaları da bu baskıdan nasibi almaktadır. Söz konusu hastalıklardan mustarip kişilerin hazırlık sürecinde daha da dikkatli olmaları gerekmektedir. Özellikle sık pozisyon değiştirmek, uygun medikal yastıkların kullanımı ve kabızlıkla mücadele gibi anahtar hususlar akılda tutulmalıdır. İstenmeyen bir operasyon veya apse sebebiyle oturamama çalışma sürecinizi baltalayabilir. Bu konuda özellikle sabit bir masa, uygun bir sandalye ve yastık ekibi oldukça hayat kurtarıcıdır. Yine lifli gıdalar, sıvı alımı ve eğer enfeksiyon varsa erken müdahale önemlidir.
Son olarak endotel üzerindeki baskının azaltılması için günlük tüketilen su miktarının arttırılması çok faydalı olacaktır. Çünkü pek çoğumuz bir pıhtılaşma eğilimimiz olduğunu bilmiyoruz ve sıvı alımı ile yeterli miktardaki hareket endotel bütünlüğü için kritik öneme sahip. Tüm bu uyarılardan sonra vermek istediğim son mesaj şudur: Hiçbir şey ama hiçbir şey sağlığınızdan kıymetli değildir… Varsın işler biraz yavaş gitsin ama siz iyi olun!
Dr. Mehmet Ali GÜNER
tusmedline.com
TUSmedline eser sahipleri taragından hazırlanmış sınav stratejileri için spotify kanalımızdaki içerikleri inceleyebilirsiniz.
Tüm Hakları Saklıdır, TUSmedline TUSBlog’da yer alan içerikleri Telif Haklarına tabidir. İçerikler eser sahibinin görüşlerini yansıtır. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz, kopyalanamaz ve dağıtılamaz.